Adana’da KESK Kadın Meclisi, kadına yönelik şiddet ve cinayetlere karşı toplumsal duyarlılığı artırmak amacıyla büyük bir imza kampanyası başlattı. Kadına yönelik şiddetin giderek arttığı Türkiye'de, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi, önemli bir adım atarak Adana’da ses getiren bir imza kampanyası organize etti. Baraj Yolu’ndaki Duygu Kafe'nin önünde toplanan yüzlerce kadın ve erkek, kadına yönelik şiddetin son bulması ve kadın cinayetlerine karşı ciddi önlemler alınması talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderilmek üzere imza verdi. Kampanya, yoğun bir ilgi gördü ve kısa sürede binlerce kişinin katılımıyla toplumsal bir harekete dönüştü.
KESK Kadın Meclisi adına konuşan Selma Çınkır, her gün ortalama 3-4 kadının en yakınındaki kişiler tarafından öldürüldüğünü ve Adana’nın kadın cinayetleri oranında ön sıralarda yer aldığını belirtti. Çınkır, kampanyanın amacının İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi ve cezasızlık politikalarının sona erdirilmesi olduğunu ifade etti. “İstanbul Sözleşmesi'nin feshi ve 6284 sayılı yasanın tartışmaya açılması, kadınların yaşadığı baskıyı daha da artıran nedenler arasında” diyen Çınkır, toplumsal farkındalık yaratmanın hayati önem taşıdığına vurgu yaptı.
“Kadın Cinayetlerinde Cezasızlık Sona Ermeli”
Kampanyanın ana hedeflerinden birinin de kadın cinayetlerine yönelik cezasızlık politikasının sona erdirilmesi olduğunu belirten Çınkır, “Kadınlara yönelik şiddeti yalnızca suçlular değil, tüm toplum üstlenmeli ve bu suça karşı mücadelede birlik olmalı. Adaletin sağlanması, toplumun güvenliği için bir zorunluluktur,” diyerek cezasızlık politikalarına karşı geniş bir toplumsal direnişin önemine dikkat çekti.
Erkekler de Destek Verdi
Kampanya, yalnızca kadınlardan değil, erkeklerden de destek gördü. Kadına yönelik şiddete karşı sorumluluk üstlenmek isteyen birçok erkek kampanyaya katılarak imzalarını attı. Çınkır, “Kadına yönelik cinayetler erkekleri de rahatsız ediyor ve onlar da değişim için mücadele etmek istiyor” dedi. Kampanya sırasında bir erkek, 11 yıl önce kız kardeşini koruyamayan devlete kızarak eniştesini öldürdüğünü itiraf etti. Bu tür dramatik örnekler, kadına yönelik şiddetle mücadelenin yalnızca kadınların değil, toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla yürütülmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
“Çocuklarımız için Güvenli Bir Gelecek”
Kampanya sırasında birçok aile, çocuklarıyla birlikte imza vererek kadına yönelik şiddetin sona ermesi için toplumsal değişim talep etti. Çınkır, “Kadın cinayetleri karşısında çocuklarımızın güvenliği ve geleceği için duyarlı bir toplum yapısının oluşmasını sağlamak hepimizin görevidir” diyerek, bu tür toplumsal hareketlerin, kadın cinayetlerine karşı güçlü bir tepki oluşturduğunu ve değişim için büyük bir adım atılmasına yardımcı olduğunu ifade etti.
Toplumsal Hareketin Gücü
KESK Kadın Meclisi’nin imza kampanyası, kadınların yaşam haklarını savunma adına seslerini duyurdukları bir direniş olarak öne çıkıyor. İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe girmesi için yapılan çağrıyla toplumsal değişimin ivme kazandığını ifade eden Çınkır, “Bu mücadele yalnızca bir imza toplama eylemi değil, aynı zamanda şiddetsiz bir toplum talebi için bir araya gelen insanların ortak sesidir” diyerek kampanyanın önemini vurguladı.
KESK Kadın Meclisi, kadına yönelik şiddeti durdurmak için Türkiye genelinde güçlü bir hareketin fitilini ateşlerken, bu toplumsal değişimin yalnızca imza sayılarıyla değil, sürdürülebilir değişimlerle ölçüleceğini belirtti.
ADANA (UHA) - REMZİ YILDIRIM
SON YAZILAR