TALİBANIN karanlığı...
Sadece...
Halkına değil...
İNSANLIĞA da “endişe” saçıyor.
Modern yaşamın gereklerini dışlayan...
Modern eğitim yerine...
Medrese eğitimini ikame eden...
Ortaçağ zihniyeti Taliban.
Bu Taliban’dan ne umuyorlar, anlamadım gitti.
TALİBAN, sadece halkının korkulu rüyası değil. Aynı zamanda, aklı sıra mensubu olduğu İslam dininin itibarını da, İslamiyet’in evrensel bazda vaaz ettiklerini de “saptırıyor”.
İSLAMİYET, ne Taliban ne de İŞİD ile anlaşılabilir.
Medrese eğitiminin öncüllenmesi, kadınların sosyal ve siyasal yaşamdan dışlanmaları... Ve birçok İslam dini ile bağıntı göstermeyecek hareketlerin parlatılmaları...
Ne Müslümanlıkla ne de İslamiyet ile bağdaşır.
Hadi Batının işgüzar toplumlarını anlayabiliriz; İslam’a nasıl baktıkları belli. Ama, İslam coğrafyasında varolan insanların, yaşanan bölgesel gelişmeleri yorumlamaları, aynen Taliban örgütünün Ortaçağda kalması gibi arkaik kalmakta.
Zaten...
Ne zaman, İslamiyet, akıl ve bilimle bağlamını kopardı...
Ya da ne zaman İslamiyet’in modern bilimlerle bağını kasıtlı ve bilinçli bir biçimde kopardılar:
Medreseleri, cemaatleri, tarikatları; mollaları, şeyhleri, din adamı kılıklı şarlatanları toplumun önünde “dayatır” oldular...
İslam dininin ve toplumlarının akıbetini de karanlığa sapladılar.
Hâlbuki...
İslam dininin kaynağı bellidir: Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerimdir.
Ve peygamber efendimiz (s.a.v) Hz. Muhammed’in mihmandarlığıdır.
Kutsal değerlerimizi dejenere edenlere inat...
Yolumuz HAKK’TIR.
SON YAZILAR