CHP, BİR İLERİ İKİ GERİ, KURUCU PARTİ BU FASİT DAİREDEN ÇIKABİLİR Mİ

Cumhuriyet Halk Partisi’nde, kurultay sonrasında Genel Başkanlık profili değişti.

Genel Başkan değişimi ana muhalefet partisinde beklenen ve arzulanan değişim ve dönüşümü tetikler mi?

Tamam…

Genel Başkanlık koltuğunda oturan ismin değişmesi, partinin dinamikleşmesi ve silkinmesi babında olumludur.

Zaten beklenen bir şey idi.

Lâkin bu beklenen değişim…

Sanırım, iş işten geçtikten sonra vukû buldu. Değerli okuyucular, CHP ve ittifak yaptığı partiler son Cumhurbaşkanlığı Seçiminde de, aynı stratejik hatayı yaptılar.

Seçimlere 6 ay kala hâlen cumhurbaşkanı adayı belirleyemeyen bir ittifak blokunun seçimi kazanması, deyim yerindeyse ihtimal hesaplarına kalmıştı.

Son tahlilde sonuçlanan kurultay sonrasında Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni Genel Başkanı Sayın Özgür Özel olarak belirlenmiştir(seçilmiştir.).

Bu sonucun, siyaset kurumumuz ve ülkemiz adına hayırlı olmasını temenni ederim.

Tabiî değerlendirme yapabilmek için çok erken…

Önümüzde yerel seçimler var. Eğer burada da genel seçimlerde izlenen strateji izlenirse, şimdiden akıbetin hüsran olacağını söylemeye gerek var mı, bilemiyorum?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin öncelikle parti imajını da yenilemesi elzem gelmektedir. Sadece partinin genel başkanını değiştirerek, ülkede değişim veya dönüşüm, yani iktidarı devralmak, hayal âleminde dolaşmaktır.

CHP parti olarak, öncelikle Türkiye sathında varolabilmek adına çok daha fazla çaba sarf etmek mecburiyetindedir.

***

Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhurbaşkanlığı Seçiminde de aynı hataları tekrarlamıştı. Türkiye’ye açılamayan bir partinin, sadece kemik seçmenlerinin konuşlu olduğu yerlerden teveccüh görmesi, büyük hedef için, yani seçimi başarıyla tamamlamak için kâfi olmuyor.

Dediğim gibi…

Sayın Özgür Özel’e zaman vermek gerekiyor.

Ne kadar etkili ve kitleleri arkasına alıp hedeflenen yere, ne derecede sağ salim götürebilecek Sayın Özel… Bekleyeceğiz.

Sabretmek gerekiyor.

Tabiî bakalım, yine CHP’nin yıllardan beri kronikleşen parti rahatsızlıkları, yeni süreçte de devam edecek mi?

Esas merak edilen taraf bu bendeniz tarafından.

Değişim ve dönüşüm, biliyorum ezber bir şey yazacağım, lafını etmekle vücut bulamıyor ne yazık ki.

Kuvveden fiile geçmeyen her söylem, iyi niyet ve hedef, sadece ve sadece kağıt üzerinde kalmaya mahkûm.

Benim Özgür Bey’den beklentim… Evet, Türkiye Devleti… Cumhuriyettir. Türkiye Cumhuriyeti, laik ve demokratik sosyal hukuk devletidir.

Bunların dışında kalan kucaklayıcı bir politik söylemin ve tutumun” artık biran önce alanlara, seçmenlerin içine eklemlenmesidir.

Değerli okuyucular…

Aynı söylem ve aynı taktiklerle girişilen müsabakalarda, maratonlarda, zafer elde etmek mümkün müdür?

Ara sıra farklı yollar ve yöntemler izlenmeli. Bugün CHP sürekli neden ötürü eleştirildi, partinin “Sağ’a” çekildiğinden, kaydığından ötürü mütemadiyen eleştirildi.

Kabul de, CHP’nin muhafazakâr insanların (seçmenlerin, yurttaşların) olurunu almadan, rızasını almadan, Türkiye’yi yönetmeye yönelik bir yolculuğa çıkması, olası mıdır? Biliyorum, sürekli ezber şeyleri yazıyor ve hatırlatıyorum.

OLMASI GEREKEN ne ise ben onu hatırlatmaya devam edeceğim, ama sol partilerin amacı eğer idare-i maslahat; yani siyaset kurumu içinde “İKİNCİ” olmak ise, bayrak sallayarak, marşlar söylemek ise, yani gönüllere su serperek bu devran böyle gitsin ise…

Zaten 21 yıldır izlediğimiz de bu değil mi?

BELEDİYELER

EKONOMİ