Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) sabık Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu kurultay seçimini kaybetti. Kurultay seçimini kaybederek genel başkanlığı da devreden Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasından yazmak istemeyenler mi… Kemal Bey ile ilgili duygusal yoğunluğu fazlaca olan yorum ve yazılar mı…
Kemal Bey (Kılıçdaroğlu), 10 yıldan fazla süreyle CHP Genel Başkanlığı yaptı.
Gerçekten de CHP için ve özellikle CHP içinde önemli değişim ve dönüşümlere ön ayak oldu. Müzakereye önem vermesi, son yıllarda toplumun tüm kesimlerine yönelmeye çabalaması, insanlarla diyaloga önem vermesi ve aslında elinden geldiğince demokratik bir sistemde olması gerektiği kadarıyla iletişime ve konuşma fırsatlarına imkân tanıması, Kemal Bey’in es geçmememiz gereken önemli atılımlarıydı.
Ne çabuk unutuldu/unuttuk? Sırf AK Parti hükümetleri “bir şeyler” yapıyor diye, ANAYASA MAHKEMESİNİN önünden ayrılmayan bir CHP tüzel kişiliği vardı! Bunun, “makul bir düzeye” getirilmesinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun payı yadsınamaz. Tabii ki Sayın Kılıçdaroğlu döneminde de mahkeme önlerinden ayrılamadıkları zamanlar oldu.
Kemal Bey’e en fazla eleştiri partisini sağ kulvara çektiği yönünde yapıldı. Yeterince laikliği ön plana çıkararak, siyaset yapmadığından ötürü de, çok fazlaca eleştirildi.
Kemal Bey’i kanımca çok fazla anlatmaya gerek yok. Evinde onunla bir olmadığımızdan, yıllara dayanan bir hukukumuz olmadığından, hiçbir sohbetimiz olmadığından ötürü, yanisi sadece televizyon ekranlarındaki siyasal performanslarına istinaden söyleyecek olursak, Kemal Bey kanımca dürüst, ahlâklı, çalışkan, iletişime açık, kamusal çıkarlara önem veren, milletinin daha iyi olması adına geçmiş müktesebatı babında çabalayan bir yurtsever yurttaştır.
Ama demek ki olmayınca olmuyor.
Zorlamamak gerekiyor.
***
AK Parti’nin 21 yıllık hükümet dönemlerinde şunu da deneyimlemiş olduk:
Genel Başkanlık şapkasıyla…
Liderlik şapkası çok farklı şeyler.
Genel Başkanlık şapkasını giymek, bir partinin genel başkanı olmak, Türkiye bütününde gönülleri kazanmak için kâfi olmuyor. Yetmiyor.
Burada “polemiğe” girmeye gerek görmüyorum.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; sadece genel başkan değil, bir hareketin, bir siyasal görüşün (ideolojinin) veya bir davanın “lideridir”.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu meyanda en büyük hatası veya yanılgısı değişim, dönüşüm, değişimcilik kelimelerini çok fazlaca kullanmalarına rağmen, “statükoda” inat etmeleridir.
Bizim gibi ülkeler yaşanan değişimleri zamanında tecrübe edemediğinden ve toplumumuzun dokusuna uyar mı diye ince elemeden olduğu gibi adapte ettiklerinden, dış diyarlarda sorunsuzca devam edegelen yönetime (sisteme) içkin değerler ve davranışlar, bizim memleketimizde “devranın devamı” olarak idrak edilmekte ve sürdürülmektedir.
Sağ partiler açısından bakarsak…
LİDER KÜLTÜ…
LİDER SULTASI…
TAM BİR İTAAT VE BİAT…
Sol cenah açısından baktığımızda…
POLİTBÜRO zihniyeti…
PARTİ İÇİ KLİK HAREKETLERİ…
HİZİPÇİLİK…
Burada şöyle bir şey seslendirilebilinir: Recep Tayyip Erdoğan niye koltuğu bırakmıyor… Elcevap, seçim kazanan bir kişiden böyle bir talepte bulunmanın, bırakın mantıkî dayanağını, absürtlüğünü bile konuşmaya gerek yok.
Kemal Bey’e, bundan sonraki yaşamında ailesiyle huzurlu sağlıklı ve verimli bir etkinlik, temenni ederim.
SON YAZILAR