LÜMPENLER...

Bazı kelimeleri kullanmayı seviyorum.

Özellikle…

Lümpen kavramı…

Türkiye’de tecrübe ettiğimiz veya yaşadığımız olaylarda, olayın nedeni ve cereyan şekli hususunda açıklayıcı olabiliyor.

Lümpen kitleler ve lümpenleşme, bir ülkede o ülkenin içinin karıştırılmasında bulunmaz fırsatlar sunabilmekte.

Bugün şöyle baktığımızda…

Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde, yine özellikle “kasaba türü politikacıların” veya halk goygoycusu popülist siyasetçilerin, ülkede kötüye giden gelişmeler bağlamında en çok başvurdukları yol ve yöntem “gözbağcılığıdır”.

Şöyle de diyebiliriz… Otoriterleşme, totaliter rejim eğilimlerinin, diktatör olma yolunda ilerleme süreçlerinin hızlandığı, yine memlekette kötü giden hem iktisadî hem de sosyolojik tablo çerçevesinde, kitlelerin manipüle edilmesinde, başat unsur bu lümpen kesimlerin, yine özellikle sağcı iktidarlarca kullanılmalarıdır.

***

Buradan şuraya gelmek mümkün… Bugün az gelişmiş veya gelişen ekonomilerin/toplumların önündeki en büyük açmaz eğitimdir. Yani eğitimsizliktir. Eğitimle atbaşı gidecek “lümpenleşme”, zaten hem içeride hem de dışarıda büyük fırsatlar sunmaktadır, gündem mühendislerine.

Eğitim seviyesinin düşüklüğü, işsizlik, istihdam kaybı, gelir ve servetin adil olmayan bir biçimde dağıtımı, insanların “kendilerini ifade edememeleri” vb veçhelerden bakıldığında… Lümpenleşmenin, bizatihi siyasetçiler tarafından da göz yumulacak bir süreç olduğu ileri sürülebilir.

Gerçekten de başı boş, işsiz, zamanını optimal olarak kullanmayı bilmeyen kitlelerin “çoğunlukta” olduğu bir ülkede, insanları “algı operasyonuna” tâbi tutmanız her zaman için daha kolaydır.

Ben/Biz daha çok konuşacağız bu “lümpenleşmeyi” ve bu kitlelerin bir topluma menfi tesirlerini…

BELEDİYELER

EKONOMİ