TUİK…
Türkiye İstatistik Kurumu…
ÖSYM…
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi...
Neden bu kurumları böyle sıraladım? Değerli okuyucular, cumhuriyet rejimi kurumlar ve kurallar üzerinden tesis edilmiş ve yine bu üstyapı teşkilatlarıyla cumhuriyet rejiminin ilelebet payidar kalması hedeflenmişti. Cumhuriyet rejimini diğer yönetim biçimlerinden ayıran husus, temelinin hukuk ve akıl ile sağlam bir harçla atılmış olmasıdır. Aslında demek istediğim, cumhuriyet rejimi ve onun kurumlarının temelini teşkil eden hukuk nizamında, keyfiyet olamaz, ben yaptım oldu anlayışına “müsaade edilemez”, olmasıdır.
Biliyorsunuz, eğer takip ediyorsanız, devlet kurumları epeyce bir zaman zarfında tenkit edilmekte(eleştirilmekte). Neden? Çünkü… Kamuoyuyla paylaştıkları verilerinin hem güvenilir olmadığı hem de artık tüzel kişilik olarak “kurumsallığının üzerine” gölge düştüğü meyanında.
TUİK, “Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2023” araştırmasının bulgularını kamuoyuyla paylaşmış. Araştırma sonuçlarına göre, mutlu olduğunu beyan eden 18 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı 2022 yılında %49,7 iken, 2023 yılında 3,0 puan artarak %52,7 olmuş. Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı ise 2022 yılında %15,9 iken, 2023 yılında 2,2 azalarak %13,7 olarak gerçekleşmiş.
Mutlu hissedip hissetmeme yaş gruplarına göre incelendiğinde, 18-24 yaş grubundaki bireylerin mutluluk oranı 2022 yılında %47,9 iken, 2023 yılında 6,1 puan artarak %54,0 olmuş. Mutluluk oranının 55 ve daha yukarı yaştaki bireylerde ise azaldığı gözlenmiş. Mutluluk oranı 55-64 yaş grubunda bir önceki yıla göre 2,8 puan azalarak, %49,7 olarak tahmin edilmiş. 65 ve daha yukarı yaştaki bireylerde ise 2022 yılında %57,7 iken, 2023 yılında 1,7 puan azalarak %56,0 olmuş.
Maşallah bakıyorum da hemen hemen herkes mutlu. Kendi geleceklerinden umutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı, 2023 yılında %67,1 olmuş. Erkeklerin geleceklerinden umutlu olma oranı %67,2 iken, kadınlarınki ise %67,1 olarak tezahür etmiş.
Ayrıntılı bilgiye ve istatistiklere ilgili bültenden ulaşmak mümkün.
Dediğim gibi maşallah memleketimizin insanları epeyce memnun hayatlarından; baksanıza mutluluk ve geleceğinden umutlu olma bekleyişleri yarının üzerlerinde seyretmekte. Tabii buradan şöyle bir yorum da çıkarmayalım: İnsanlarımızın mutluluğundan veya geleceklerinden umutlu olmasından rahatsız mı oldun? Kesinlikle böyle bir şey düşünülemez bile. Ama insan, yazımın başında dediğim gibi devlet kurumlarının tüzel kişiliklerinden ve kurumsallaşmasından şüphe duymaya başlayınca, durup nefes almak mecburiyetinde hissediyor. Gerçekten de bazen afallıyorum. Yahu biz, “benzeşmeyenler”, “birörnek olmak istemeyenler”, ne olursa olsun “iyi” ve “doğruyu” karşıtlıkları nezdinde öne çıkarmaktan arka durmayanlar, kötülük ve yalan-dolanın, kanımca, bu zamanki kadar ayyuka çıkmadığı bir zaman kesitinde HAKK’TAN yana olanlar…
Nerede yaşıyoruz? Bir ressam düşünün; hayalinde ve tasavvur ettiği gizemli düş bahçelerinde beslediği ve büyüttüğü imgeler yardımıyla çoğunlukla gerçekten saparak bir “ideanın” resmini, tualine boyalar vasıtasıyla nakşetmeye çabalar. Ama bakıyoruz ki zamanının muktedirleri öyle bir resmetme derdindeler ki, hepimiz neredeyse “üç maymunu” oynayalım! Öyleyse o zaman herkes kendi gördüğü bakış açısıyla mutluluğun tablosunu resmetsin… Zaten, hakikatlerden koparak düş bahçelerinde dolanmak, kanımca daha az acıya neden olmakta.
SON YAZILAR